İşletmeler öz kaynak yetersizliği, piyasalardaki durgunluk, ihracattaki kur kayıpları, maliyetlerdeki sürekli artış ile uğraşırken son bir buçuk aydır üst üste KDV şokları yaşıyorlar. Eskiden yüksek olan kar marjlarından dolayı KDV yükünü önemsemeyen işletmeler, verimliliğin bu kadar ön plana çıktığı günümüzde bir de KDV yüküne katlanmak, başka bir deyişle devreden KDV’si olan işletme konumunda olmak istemiyorlar.
İlk KDV Şoku Yatırımcıya;
30 Aralık 2007 tarihinde yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile Leasing’deki KDV avantajı kaldırıldı. Daha çok üretim yapan işletmelerin yatırımlarını yaparken, bir de KDV maliyetine katlanmamak için sıklıkla kullandıkları bu Finansal Kiralama yönteminin avantajı ellerinden alındı. Makine ve Teçhizat alımlarında %1 ve ticari araç alımlarında %8 olan KDV oranı %18 e çıkarıldı.
İkincisi İhracatçıya;
04 Ocak 2008 tarihinde yayınlanan 107 seri numaralı KDV genel tebliği ile İhracat veya İhraç kayıtlı satış yapan firmaların KDV iade alacaklarını mahsup yolu ile masrafsız almalarını sağlayan 84 seri numaralı KDV genel tebliğinde değişiklik yapıldı.
İhracatçılar, bu tarihten sonra sadece kendi vergi ve SSK borçlarına mahsup yapabilecekleri, mal ve hizmet satın aldıkları kimselerin vergi ve ssk borçlarına mahsup yapamayacakları gerçeği ile sarsıldılar.
Bu değişiklik de yine en çok üretim yapıp ihracat yapan veya ihraç kayıtlı satış yapan işletmeleri vurdu. Kendi SSK ve Vergi borçlarından fazla KDV iade alacağı doğan firmalar, bu KDV’lerini iade alabilmek için, her dönem ayrı ayrı teminat mektubu vermek, Yeminli Mali Müşavirlere rapor hazırlatmak veya inceleme istemek zorunda kalacaklar.
Bu da, maliyetleri kısmaya çalışan bu işletmelere, daha önce mal alırken mecburen ödedikleri KDV’sini geri alabilmek için, bir sürü ek maliyet getirecek.
Son KDV Şoku’da Tarım Makineleri Üreticilerine;
Son olarak ise iki gün önce 08 Şubat 2008 tarihinde yayınlanan yine bir Bakanlar Kurulu Kararı ile Tarım Makinelerinin satışındaki KDV oranı %8 e düşürüldü.
Asıl amaç, tarım makinesi alan çiftçilerin makineyi alırken ödedikleri KDV’nin %18 den %8 e düşmesi, makinelerin fiyatlarının %10 azalması. Ancak, önemli bir nokta yine atlandı veya göz ardı edildi. Bu da, tarım makinesini üreten işletmelerin durumu.
Bu işletmelerin üretimlerini yaparken kullandıkları girdilerin tamamı %18 KDV’li, Satışlarını ise %8 ile yaptıklarında ilave bir KDV yükü sürekli üstlerinde kalacak.
Çözüm için ise, İndirimli orana tabi işlemlerde KDV iadesi konusu ile tanışmaları gerekecek. Ancak, bu iade yönteminde de bir dizi sıkıntı yine bu işletmeleri bekliyor. Mahsup yolu ile masrafsız iade almaları biraz zor görünüyor, çünkü 4.000-YTL nin üzerindeki rakamları kolay yoldan iade almanın yolu daha önce tıkanmıştı. Aldıkları her faturaya KDV’sini peşinen ödeyen veya borçlanan bu işletmeler ödedikleri bu KDV’lerini iade almak için Teminat mektubu verecekler, Yeminli Mali Müşavir Raporları hazırlatacaklar veya inceleme isteyip hesaplarını incelettirdikten sonra iade alabilecekler.
Ayrıca da, ne yaparlarsa yapsınlar 11.600-YTL sı KDV’sini sürekli içerde bırakmaları lazım. Bu rakamın üzerinde sonraki döneme devreden KDV rakamı çıktığında iade alma yöntemlerini kullanmaya başlayabilecekler.
Sonuç;
Tabiri caizse ayakta kalmak için pamuk ile su içmeye çalışan imalatçılar için KDV yükü çok büyük bir dezavantaj oluşturuyor. Hele hele kâr marjlarının eskisi kadar yüksek olmadığı ve de öz kaynak sıkıntısı çekildiği bir dönemde maliyeden yüksek tutarlarda KDV iade alacağı kalan işletme konumunda olmak hiç hoş değil.
Bundan sonraki çıkarılacak kanunlarda ve yapılacak değişikliklerde, yatırımcılara ek maliyetler getirmeyen, hatta maliyetlerini azaltacak uygulamalar temenni ediyorum.
SMMM Bülent FIÇICI